Hayatından Gerçekten Etkilendiğim Kadın: DALİDA

Selam,

Bu yazımı 17 Ocak 1933'te Kahire'de Dünya'ya gelen, sesi ile tüm Dünya'yı büyüleyen güzel kadın için yazıyorum: Iolanda Cristina Gigliotti yani bilinen adı ile "Dalida".

Babam sayesinde Dalida'nın şarkıları ile büyümüş bir kız çocuğu olarak, geçtiğimiz yıl çıkan "Dalida" filmini geçtiğimiz günlerde izleme fırsatım oldu.
Bir adamdan diğerine koşan , onlar için şarkılarını süsleyen güzel kadının yaşadığı dramları görünce içimdeki yazı yazma aşkı yeniden gündeme geldi. 
Şu anda ders çalışmak yerine bu yazıyı yazıyorum ve vize haftamdayım, yani benim için bu kadının yaşamını anlatmak ne kadar önemli siz düşünün.

Bebekken yaklaşık 30-40 gün gözleri bağlı yaşayan ve ağladığı her dakikada babasının kemanının sesi ile susan bir kız çocuğu..
Küçüklüğünde çok ezilmiş, babası Mısır'daki olaylarda işkence görmüş. Gördüğü işkenceler yüzünden babası tarafından annesi ile şiddet gören bir kız çocuğu.
Babasının ölmesini dilemesinin sebeplerinden birisi annesine şiddet uygulaması ve babası öldüğünde de o dileklerinden pişman olan bir kız çocuğu. Bu pişmanlığını psikolojik tedavi görürken doktoruna itiraf etmiş.

Hayatında pişman olmamak için çabalamış ama çabalarının sonucunda pişmanlığı yüzünden ölmüş bir kadın..

İlk kocasıyla (Lucien Morisse )  kocası evli iken ilişkileri olmuş, sonrasında adam daha yeni boşandığında Dalida'nın çocuk istemesi üzerine adam sinirlenip Dalida'nın kariyerini önüne koymuş.(İlk kocası Dalida'nın akıl hocası imiş.) O günden sonra Dalida kocasını sevmeyi bırakmış.Ve gittiği bir partide ressam bir adama( Jean Sobieski)  tutulmuş ve o adamla fotoğrafları çıktıktan sonra evli olduğu için nefret mesajları almıştır. Her şeye rağmen kariyerinde hep en yükseklerde olmuştur.Tabii onca nefreti kaldırmak için çok savaşmıştır. 

Daha sonradan hayatına Luigi Tenco italyan şarkıcı girmiştir. Çok tutkulu bir ilişkisi olmuştur Luigi ile fakat sonradan bir yarışma yüzünden Luigi'nin morali bozulmuştur. O gece Dalida ile tartıştıktan ve Dalida'yı partiye bıraktıktan sonra Dalida ile kaldıkları evin yatak odasında intihar etmiştir. 
Luigi intihar notunda:yaşamaktan bıktığım için değil, cahil bir topluluğu protesto etmek için yaptım. diye yazmıştır. 
Yarışma sırasında onu izleyen topluluğu onu haketmediklerini düşünerek yapmıştır ve bu Dalida'yı derinden yaralamıştır. Luigi'nin ölümünden iki ay sonra Dalida intihara teşebbüs etmiş ve psikoloğu ile konuşurken aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:
Dalida:"yaşam ile  ölüm arasında en çok acı veren ne biliyor musunuz?"
Psikoloğu "hayır" diye yanıtladığında, Dalida:"hayatı seçmek, ölüm çok güzel." demiştir.Doktoru "ama siz yaşamayı seçtiniz" dediğinde, Dalida yanıt olarak :"hayır, ölüm beni istemedi." demiştir. -sanırım en çok burada etkilenmiştim.-
 Luigi'nin ardından kendine verdiği zarardan sonra o meşhur "Bang Bang" şarkısını çıkarmıştır. Ve kendini medya'dan uzaklaştırıp dinginliğe adamıştır.

İtalya'ya geri döndüğünde havalimanında ilgisini çeken aynı zamanda eski sevgilisinin hayranı olan çocuk ile  (çocuk diyorum çünkü o zaman Lucio 22 Dalida ise 34 yaşındaydı) sevgili olmuş. Fakat sonrasında Dalida Lucio'dan hamile kalınca Lucio genç olduğundan ve onun kariyerini etkilemek istemediğinden bebeği aldırmış. Ve Lucio'dan hemen ayrılmıştır. Dalida kendini bulmak adına Hindistan'da belli bir süre kalmıştır.Fakat oradakilerin Dalida'nın tek ilacının 
müzik  olduğunu söyleyip tekrardan Dalida'yı müziğe yönlendirirler. 
Ardından eski kocası Morisse'in intihar haberini almıştır.
Dalida Morisse'in ardından dağılmıştır ve Je Suis Malade 'yi yani ben hastayım'ı çıkarmıştır. 
Dalida hayatını yeniden raylarına oturtmaya çalışırken annesinin ölüm haberini alır.
Hayatında kaybettiği insanların sayısı gün geçtikçe çoğalmıştır ve Dalida psikoloğa gitmeye devam etmiştir. Psikoloğu ile arasında geçen konuşmaların çoğu kaybettiği insanlarla ve ölüm ile ilgilidir. Yani o zamandan beri ölüm fikrini kendine empoze etmektedir.

Lucio'dan sonra Richard Chanfray ile beraber olmuştur. Richard'ın herkesin içinde sürekli boşboğazlık etmesinden ve diğer saçma davranışlarından dolayı Dalida belli bir süre Richard'ı görmek istememiştir ve tam bu sırada kariyerinin zirvesini yaşamaktadır. Tam bu zirveyi yaşarken Richard'ın ölüm haberi gelmiş ve Dalida yeniden yıkılmıştır. 

Gün geçtikçe mutsuzluğu artmış ve her yediği yemekten sonra kendini kusturmuştur.
Yaşadığı hayattan zevk alamıyordur. Tam o sıralarda Mısır'da bulunan yönetmen Yusuf Şahin'den bir film teklifi gelmiştir ve bu sayede tekrar Mısır'a dönmüştür.Herkese iyi olduğu yalanlarını söyleyip aslında içinde ölüyordur. Ve bir gece bir kutu uyku hapı alarak intihar etmiştir. 
İntihar notunda:Hayat artık çekilmez hale geldi. Beni affedin. yazıyordur.

Mezarı Paris'te bulunmaktadır.

Evett şimdi size Dalida'nın hayatını özet geçtikten sonra neden etkilendiğimi söylemek istiyorum;
kendisi için her şeyi yapmasına rağmen yine en sonunda kendisini kendi elleriyle kaybetmiş.

Kaybediyoruz arkadaşlar.
Kaybettiklerimizi unutuyoruz.
Mesela bebekken elimizden düşmeyen oyuncağı kaybediyoruz ve unutuyoruz.
Unutuluyoruz.
Dalida gibi kadınlar bundan bi 50 sene sonra hatırlanmayacaklar belki.Ben bu film sayesinde ölene kadar unutmayacağım.
Bu arada babama teşekkür ederim. Onun sayesinde Dalida'yı ve onun yaşadıklarını öğrendim.
Çokça Sevgiler,
Sorumsuz Günlük
bu arada merak ettiğiniz bir şey varsa diye: sorumsuzgunluk.tumblr.com/ask linkini de buraya bırakıyorum :)


Yorumlar

Popüler Yayınlar