Sabrımın Son Demleri

Selam,
Lafa nasıl başlayacağımı bilememekle beraber, ilk defa sinirli değilken bir yazı yazıyorum.
Bilirsiniz, ben duygularımı doruklarda yaşayan bir insanım.
Bağzıılarınıza karşı hiç duygularımı belli etmem ama arkanızdan bir güzel söverim :)
Huyum kurusun.

Birkaç gün öncesine kadar hayal gücümün sınırlarını zorlayıp genelinize yağdırıyordum.
Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim ; ettiğim küfürlere değmezsiniz.

Ben kendi salaklığıma doymayayım.
Bana değer vermeyen insanlar iyi olsun veyahut kafalarını dinlesinler , rahat olsunlar diye uğraştım çabaladım sonuç ne?
Elimde ne var yani?
Ben elimde ne olduğunu size söyleyeyim..
Hayal kırıklığı, mutsuzluk ve uykusuz geçen gecelerin ardından gelen migren sancıları..
Ulan bunlara değer mi bu kıçı kırıklar diye soruyorum kendi kendime ..
Değmezler , diyorum sonra.
Evet değmezsiniz, o çektiğim baş ağrılarına, uykusuz gecelerime değmezsiniz.

Bu yazıyı bu kadar sakin yazmamın sebebi ise sizi boş vermiş olmam değil. Boşverdim ama sebebi bu değil.
Ders aldığım olaylar sayesinde sakinim.
Bundan birkaç gün önce zamanında çok değer verdiğim bir insan ile yeniden konuştum.
Ve size şunu söyleyebilirim ki;
Hayatım boyunca aldığım en büyük sabır dersi idi.
O benim her şeyi salladığımı veya onu düşünmediğimi düşünüyorken, ben  ulan acaba napsam yeniden arkadaş oluruz? diye içimden pek çok kez düşündüm. Hatta yeniden görüşmek için bile söz aldım. Sonra vazgeçtik. Görüşmemeye , yeniden arkadaş olmamaya karar verdik. Konuşacaklarımız, paylaşacaklarımız ve en kötüsü arkadaşlığımız bitmişti.
Aramızdaki bağ tencerede dip tutan yemek gibiydi. En sevdiğimiz yemek bile olsa dibini sıyıramazdık çünkü yanmıştı.
En sevdiğim arkadaşımla aramdaki olay da bundan ibaretti.
Konuşacak konu tükenmiş, yollar ayrılmış ve karşılaşmamak için uzaklaşmıştık.
Canım yandı.
Gecemi gündüzüme katıp, herkesi boşverip konuştuğum arkadaşım ile aramda her şey bitmişti.
Oturdum o gece son bir kez ağladım.
Kim için o arkadaşımdan vazgeçtiğimi düşündüm.
Ağladım.
Sövdüm.
Ağladım.
Ağladıkça daha da şiddetlendi hıçkırıklarım ve ağlamayı kesmemin sebebi nefes alamayışım oldu.
Ağlamayı kesip derin bir nefes aldım.
Sonra kendimi teselli etmeye başladım.
Yetmedi.
Kendime söylediğim şeylerin yalan olduğunu biliyordum.
Bu arkadaşlığı o değil, ben mahvetmiştim.
Tek kabahatli ve salak olan bendim.

O benim için sonuna kadar savaştı. Beni kendime gelebilmem için her şeyi yapmaya çalıştı.
Ben de yaptıklarını beğenmemişim gibi ona tabir-i caiz ise siktir git demiştim.
Yanlıştı.

Gösterdiğim davranışlarla dediklerim hiç uyuşmuyordu.
Arkadaş olarak değer vermediğimi düşünüyordu.
O da yıkılmıştı.

Arkadaşlığımızı kesmenin en doğru şey olduğunu ikimiz de biliyorduk.
Başlarda o da benim gibi görmezden geliyordu.
Sonrasında bunun en doğru şey olduğunu yüzüme vuran o idi.
Ben ise bencillik yapıyordum.

Hayatımda kalmasını onun arkadaşlığı olmadan kendimde olamayacağımı biliyordum.
Bildiklerimde de yanılmadım.
Kader bir kere bile şaşırtmadı beni.
Şaşırmak isterdim.
Olmadı.
Zorla güzellik olmaz dedim ve ben de vazgeçtim.
Şimdi de gerçekten çok pişmanım.

Neyse ki hayatımda başıma sadece bir kere böyle bir şey geldi.
Bundan sonra yapacağım şeylerden ben değil, bozuk psikolojim sorumlu.
Ve inanın hiç pişman olmayacağım.

Çokça Sevgiler,
Sorumsuz Günlük

bu arada merak ettiğiniz bir şey varsa diye: sorumsuzgunluk.tumblr.com/ask linkini de buraya bırakıyorum :)

Yorumlar

Popüler Yayınlar